Ana Sayfa / Makaleler / Depremde Yapılan Yardımların Durumu Ve Mücbir Sebep

Depremde Yapılan Yardımların Durumu Ve Mücbir Sebep

res84Van’da meydana gelen yıkıcı depremin ardından devlet; zarar gören esnaf, sanatkar ve işletmeler için harekete geçti. Van’da meydana gelen deprem felaketi sosyal ve ticari hayatı olumsuz yönde etkilemiş ve büyük ölçüde maddi ve manevi zarara yol açmıştır. Maliye Bakanlığının 24.10.2011 tarihinde yaptığı açıklama ile Van ilinin tamamında, Bitlis ilinin bazı bölgelerinde vergi uygulamaları bakımından mücbir sebep hali ilan etmiştir. Bez bu yazımızda vergi kanunlarımız açısından mücbir sebep ne demektir’i açıklayıp, Van depremi dolayısı ile vergi mükellefleri tarafından yapılacak yardımların vergi kanunları karşısındaki durumunu açıklayacağım. Mücbir Sebep Nedir? Mükellef veya sorumlunun iradesi dışında, vergi ödevlerinin süresinde yerine getirilmesine engel olan nedenlere “mücbir sebepler” denilmektedir. Vergi Usul Kanununda düzenlenen bu müessese ile elinde olmayan nedenlerle vergi ödevlerini yerine getiremeyen  iyi niyetli mükellef ve vergi sorumluları korunmuş olmaktadır. VUK’ nun 13’üncü maddesi uyarınca mücbir sebep halleri;

  • Vergi ödevlerinden her hangi birinin yerine getirilmesine engel olacak derecede ağır kaza, ağır hastalık ve tutukluluk;
  • Vergi ödevlerinin yerine getirilmesine engel olacak yangın, yer sarsıntısı ve su basması gibi afetler;
  • Kişinin iradesi dışında vukua gelen mecburi gaybubetler;
  • Sahibinin iradesi dışındaki sebepler dolayısıyla defter ve vesikalarının elinden çıkmış bulunması; gibi hallerdir.

Dikkat edileceği üzere, kanun maddesinde mücbir sebep halleri sadece sayılmış olanlar sayılmamış, “gibi haller” ifadesi ile benzer durumların da mücbir sebep hali olarak değerlendirilebilmesine imkan tanınmıştır. Aynı kanunun 15’inci maddesinde ise 13’üncü maddede yazılı mücbir sebeplerden her hangi birinin bulunması halinde bu sebep ortadan kalkıncaya kadar süreler işlemeyeceği belirtilmiş, bu hükmün uygulanması için mücbir sebebin malum olması veya ilgililer tarafından ispat veya tevsik edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Maliye bakanlığınca bir bölge mücbir sebep hali ilan edilmesi ile depremden etkilenen veya etkilenmeyen herkes için geçerli hale getirmektedir. Dolayısıyla ilgili kişiler için ayrıca tevsike gerek kalmamaktadır. Buna karşılık belirtilen bölgelerde yer almamakla birlikte afetten etkilendiğini iddia eden kişilerin varlığı halinde bu duru­mun tevsiki şartıyla ilgili kişiler de mücbir sebep kapsamına alınabilir. Aynı madde uyarınca; Maliye Bakanlığı, mücbir sebep sayılan haller nedeniyle; bölge, il, ilçe, mahal veya afete maruz kalanlar itibarıyla mücbir sebep hali ilan etmeye ve bu sürede vergi ödevlerinden yerine getirilemeyecek olanları tespit etmeye yetkilidir. Bu yetki vergi türleri ve işyerleri itibarıyla; beyannamelerin toplulaştırılması, yeni beyanname verme süreleri belirlenmesi ve beyanname verme zorunluluğunun kaldırılması şeklinde de kullanılabilmektedir. Mücbir sebebin dikkate alınmadığı durumlar

  • Mücbir sebep hali vergiyi doğu­ran olayı etkilemez, mükellefiyeti veya sorumlulu­ğu ortadan kaldırmaz.
  • Mücbir sebep, mükellefin inceleme elemanına defter belge ibraz yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.
  • Mücbir sebep halinde, mükel­lefle ilgili tüm süreler değil, sadece mücbir sebebin etkilediği vergi ödevine ait süreler durmaktadır.
  • Mücbir sebep hali ceza zamanaşımı süresini durdurma­maktadır.
  • Mücbir sebep­ hali dava açma sürelerini durdurmamaktadır.

Mücbir sebep halinin sonuçları

  • Mücbir se­beplerle vergi ödevlerinin yerine getiril­ememesi halinde, vergi ödevine ilişkin sü­re durmakta; mücbir sebep halinin sona ermesinden itibaren süre kaldığı yerden işlemeye devam etmektedir. Örneğin; Van ilinde kayıtlı mükellefler 24 Ekim 2011 tarihine kadar verilmesi gereken 2011 Eylül ayına ilişkin KDV beyannamesini ileride mücbir sebebin sona erdiği tarih belirlendiğinde işlemeyen sürenin dikkate alınmasıyla bulunacak beyanname verme süresi içinde bağlı bulunduğu vergi dairesine verecektir. Mükellefin bu süre içerisinde defter ve belgelerine ulaşamaması, belgelerinin zayi olması veya bu belgelere ulaşamayacağını anlaması halinde bu süre içerisinde bağlı olduğu vergi dairesine başvurarak bölgedeki faaliyetlerine ilişkin katma değer vergisi matrahının takdirini talep etmesi gerekecektir.
  • Sadece kanuni süre­ler değil, önceden belirlenmiş olması halinde idari süreler de (pişmanlık, uzlaşma, cezalarda indirim vb.) durmaktadır.
  • Mücbir sebep halinde, tarh zamana­şımı, işlemeyen süreler kadar uzamaktadır.
  • Ödeme süresi işlemeyen süre kadar uzamaktadır. Dolayısıyla beyan edilmesi gereken vergilere ilişkin olarak afet tarihinden önce verilen beyannameler üzerine tahakkuk eden, ancak afet tarihi itibariyle ödeme süresi geçmemiş olan vergiler de mücbir sebep nedeniyle uzayan beyanname verme süresinin son gününe kadar ödenebilecektir. Örneğin; Van ilinde kayıtlı bir mükellef son bildirim tarihi henüz gelmemiş herhangi bir beyannamesini ( 24 Ekim’de verilecek “Eylül Ayı KDV Beyannamesi” vb.) deprem tarihinden önce vererek tahakkuk işlemini yaptırmış, ancak bu beyannameye istinaden tahakkuk eden vergiyi henüz ödememiş ise; bu durumda mükellef, mücbir sebep nedeniyle uzayacak KDV beyanname verme süresinin son gününe kadar borcunu ödeyebilecektir.
  • Mücbir sebeplerden herhangi birinin vukua geldiği malum ise veya tevsik ve ispat olunursa vergi cezası kesilmemektedir.

Van depreminden zarar görenler için yapılacak bağışların kazançtan indirimi Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10. maddesinin 1. fıkrasının e bendine göre; Bakanlar Kurulunca yardım kararı alınan doğal afetler dolayısıyla Başbakanlık aracılığı ile makbuz karşılığı yapılan ayni ve nakdi bağışların tamamı kurum kazancından indirilebilecektir. 1 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğine göre nakdi bağışların kazançtan indirilebilmesi, bağışı kabul eden kuruluşlarca verilecek makbuzla veya bu amaçla bankalarda açtırılan hesaplara yatırıldığına ilişkin banka dekontlarıyla belgelendirilmesi şartıyla mümkündür. 27 Ekim 2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2011/2350 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Van ve çevresinde meydana gelen deprem afetinden zarar gören afetzedeler için yardım kampanyası düzenlenmiştir. Dolayısıyla,  kurumlar vergisi mükelleflerinin Başbakanlık aracılığı ile bu kapsamda yapacakları bağışlar yukarıda belirtilen madde kapsamında kurum kazancından indirilebilecektir. Öte yandan;  aynı fıkranın f bendine göre iktisadi işletmeleri hariç, Türkiye Kızılay Derneğine makbuz karşılığı yapılan nakdi bağış veya yardımların tamamı kurum kazancından indirilebilmektedir. Ayni yardımlarda durum; Depremzedelere yapılan parasal bağış ve yardımların, bağışı kabul eden kuruluşça verilecek makbuzla veya bu amaçla bankalara açtırılan hesaplara yatırıldığına ilişkin banka dekontuyla belgelendirilmesi yeterli. Gıda, giyecek, çadır, battaniye gibi ayni bağış ve yardımların belgelendirilmesinde ise durum biraz farklı. Ayni bağış ve yardımın, işletmenin aktifinden veya stokundan çekilerek bağışlanması halinde, fatura düzenlenmesi gerekiyor. Dışarıdan alınmış olması durumunda ise ilgili kurum ve kuruluş tarafından teslime ilişkin belge düzenlemesi yeterli. Düzenlenecek belgede bağışlanan kıymetin değerinin, cinsinin ve miktarının tereddüde mahal bırakmayacak şekilde belirtilmiş olması gerekiyor. Ayrıca bağışlanan değerlere ilişkin olarak düzenlenmiş olan faturaların arka yüzünde, faturada belirtilen değerlerin ilgili kurum ve kuruluş tarafından bağış veya yardım olarak alındığına ilişkin şerh konularak yetkili kişiler tarafından imzalanmış olması gerekiyor. Vergi kanunlarımıza göre Bağışın nakden yapılmaması halinde, bağışlanan mal veya hakkın varsa mukayyet değeri, yoksa Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre Takdir Komisyonunca tespit edilecek değeri esas alınıyor. Normalde yapılan ve matrahtan indirilecek nakdi yardımların, beyan edilecek kazancın yüzde 5′ini aşmaması gerekiyor. Bu oranı aşan bağışlar indirilemiyor. Ancak yukarıda bahsettiğim şekilde yapılan bağışlarda bu orandan bağımsız olarak tüm bağışlar indirim konusu yapılabiliyor. Yapılan bağışlar, beyan edilen Gelir ve Kurumlar Vergisi kazancı ile sınırlı olarak indirilebiliyor. Kazanç yetersizliği sebebiyle yapıldığı dönem indirilemeyen tutarlar sonraki yıllarda indirilemiyor. Gelir vergisi mükellefleri için Gelir Vergisi Kanununun 89. maddesinde Kurumlar Vergisi Kanununun yukarıda saydığım fıkralarına paralel hükümler mevcuttur.

Hakkında nevzaterdag

Check Also

Ulaştırma Elektronik Takip ve Denetim Sistemi (U-ETDS)

Yolcu Eşya / Tehlikeli Madde Taşımacılığı Terminal İşletmeciliği Kargo Benzer YazılarAvantajları Kullanın! Vergi Kaçırmayın!İşsizlik Ödeneği …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir