
Şirketler Açısından Alternatif Avantaj Mekanizmaları
Türkiye’nin yüksek enflasyon dönemlerinde finansal raporlama ve vergileme sisteminin en kritik araçlarından biri olan enflasyon muhasebesi, Vergi Usul Kanunu’na eklenen Geçici Madde 37 ile 2025, 2026 ve 2027 hesap dönemleri ile bu dönemlere ilişkin geçici vergi dönemlerinde uygulanmayacaktır.
Bu düzenleme yalnızca teknik bir vergi uygulamasının ötelenmesi değil; şirketlerin bilanço yönetim stratejilerini, vergi planlamalarını ve finansal sürdürülebilirlik perspektiflerini doğrudan etkileyen yapısal bir karar niteliğindedir.
Normal şartlarda VUK mükerrer 298/A maddesi uyarınca, belirli enflasyon kriterlerinin sağlanması halinde finansal tablolar enflasyona göre düzeltilir; parasal olmayan kalemler yeniden değerlenir ve vergi matrahı gerçek satın alma gücüne daha yakın hale getirilir. Geçici Madde 37 ile bu mekanizma üç yıl süreyle devre dışı kalacaktır.
Bu mekanizma özellikle sabit kıymet yoğun, yatırım odaklı işletmelerde vergi yükünün dengelenmesi ve bilanço kalitesinin korunması açısından kritik öneme sahiptir.
Avantajlar Riskler Bu nedenle bu dönem, yerinde bekleme dönemi değil; proaktif yönetim dönemi olarak okunmalıdır.
• Vergi matrahında görece stabilizasyon
• Öngörülebilir vergi yükü
• Teknik raporlama ve uyum maliyetlerinde azalma
• Finansal tabloların reel değerle bağının zayıflaması
• Banka, yatırımcı ve finans çevrelerinin güven algısında bozulma riski
• Üç yılın sonunda birikecek olası düzeltme yükünün bilanço şokuna dönüşme ihtimali
Enflasyon muhasebesinin devre dışı kaldığı bu dönemde işletmelerin özellikle şu alanlarda stratejik pozisyon almaları önem taşıyor:
• Amortisman politikalarının gözden geçirilmesi
• Stok yönetiminin vergisel ve finansal etki aracı haline getirilmesi
• Finansman yapısının maliyet – risk – vade ekseninde yeniden tasarlanması
• Teşvik, istisna ve düzenleyici destek mekanizmalarının maksimum etkinlikle kullanılması

Bu süreçte sabit kıymetler yalnızca amortisman unsuru değil; bilançonun dayanıklılık ekseni haline gelmektedir. Enflasyon muhasebesi ertelenmiş olsa bile, doğru stratejilerle şirketlerin bu dönemi rekabet avantajına dönüştürmesi mümkündür.
Doğru değerleme yaklaşımı, amortisman sistematiğinin yeniden kurgulanması ve yatırım zamanlamasının bilinçli yönetimi; hem vergi yükünü optimize eder hem de finansal yapıyı güçlendirir.
VUK Geçici Madde 37, teknik bir ertelemenin çok ötesinde; şirketleri bilançolarını yeniden düşünmeye zorlayan, finans yönetimini yeni bir eksene taşıyan ve sabit kıymet politikalarını stratejik seviyeye çıkaran bir karar niteliği taşımaktadır. Bu dönemi doğru okuyan işletmeler için süreç; Yanlış okuyanlar için ise; ertelenmiş sorunların ileride büyüyerek geri döneceği bir dönem olabilir. Bu nedenle önümüzdeki üç yıl, finansal aklın, stratejik yönetimin ve doğru karar alma refleksinin öne çıktığı bir süreç olacaktır.
• fırsat üretir,
• finansal dayanıklılığı artırır,
• vergisel rekabet gücünü güçlendirir.
Dr. Nevzat Erdağ Vergi, Sosyal Güvenlik ve İş Hukuku Uzmanı




