4 Haziran 2025 tarihli ve 32920 sayılı Resmî Gazete’de Ücret, Prim, İkramiye ve bu nitelikteki her türlü istihkakın bankalar aracılığıyla ödenmesine dair yönetmelik’te değişiklik yapılmasına ilişkin yönetmelik (yönetmelik) yayımlandı.
Yönetmelik ile birlikte ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her türlü istihkakın bankalar aracılığıyla ödenmesine dair yönetmeliğin (değiştirilen yönetmelik) 6., 7., 8. ve 10. maddelerinde sırasıyla işverenin; 5953 sayılı Kanun’a tabi olarak çalışan gazetecilere Deniz İş Kanunu’na tabi olarak çalışan gemi adamlarına ve İş Kanunu’na tabi olarak çalışan işçilere banka aracılığı ile ödeme yapma yükümlülüğü için gereken sayı eşikleri değiştirildi.
Yönetmelik ile işverenin bankalar aracılığı ile ödeme yapma yükümlülüğü için öngörülen “en az beş kişi” çalıştırıyor olması şartı, “en az üç kişi” çalıştırıyor olması olarak değiştirildi.
Ek olarak değiştirilen Yönetmelik m. 7 kapsamında, 5953 sayılı Kanun’a tabi gazeteci çalıştıran işverenler açısından eşiğin belirlenmesinde çalıştırdığı gazeteci ve İş Kanunu’na tabi diğer çalışanların toplam sayısının dikkate alınacağı düzenlenmektedir. Değişiklik ile birlikte bu işverenler açısından da dikkate alınması gereken toplam sayı en az üç olarak güncellendi.
Bu düzenlemeler, yayımlandığı tarihi takip eden ayın başında yürürlüğe girecektir.
İşveren; iş yerinin bulunduğu yerde banka şubesi yoksa ya da işçilere banka kanalıyla ödeme yapılması mümkün değilse, bankadan ödeme yapmayabilir. Ancak bu durumda bile, ücret elden ödenmemeli, ücreti PTT kanalıyla ödenmelidir.
İşçiye elden ödeme yapmak hangi ücret türüne ilişkin olursa olsun işçi açısından iş akdinin haklı nedenle feshine sebep oluşturacaktır.
İş Kanunu’nun 24. Maddesi e bendine göre işveren tarafından işçinin ücretinin tamamı veya bir kısmı kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun hesap edilmez veya ödenmezse yani banka kanalıyla değil elden ödenirse bu durum çalışan için haklı fesih sebebi teşkil etmekte olup işçinin böyle bir durumda kıdem tazminatına hak kazanması mümkündür.
Fakat bu noktada ücretlerin elden ödendiğinin mahkemeye kanıtlanması gerekmektedir. Böyle bir durumda işçi, iş akdini haklı nedenle feshederek işçilik alacaklarının ödenmesi talep edebilir.
İşveren ile işçi karşılıklı olarak anlaşarak ya da işçinin rızası alınmaksızın ücretleri elden ödenirse, ilerleyen tarihlerde işçi ile dava yoluyla karşı karşıya gelindiğinde, aslında yapılmış olan bu ödemelerin kanıtlanamaması ve dolayısıyla ücretleri ikinci kez hem de faiziyle ödenmesi riski ortaya çıkmaktadır.
Elden yapılan ödemelerin tespiti halinde işverenler hem sosyal güvenlik mevzuatı açısından hem de vergi mevzuatı açısından ağır idari yaptırımlara maruz kalacaktır.
İşçiye, ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını zorunlu tutulduğu halde özel olarak açılan banka hesabına ödemeyen işveren, işveren vekili ve üçüncü kişiye bu durumda olan her işçi ve her ay için İş Kanunu’nun 102. Maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ilgili birimi tarafından idarî para cezası kesilir.
İşveren, işçiye ücretini banka üzerinden ödemek zorunda olduğu halde -kısmen dahi olsa- elden ödemişse; Sosyal Güvenlik Kurumu, her bir ay için iki asgari ücret tutarında idari para cezası uygular verilmektedir.
Mükelleflerimizin herhangi bir usulsüzlük cezası ile karşı karşıya kalmamak bu konuya dikkat etmelerinde yarar bulunmaktadır.