Ana Sayfa / Bilişim / Vergide Dijital Dönüşüm Sonucu İncelemeler Hızlandı!

Vergide Dijital Dönüşüm Sonucu İncelemeler Hızlandı!

Dijital teknolojilerin yoğun kullanıldığı günümüzde veri toplama, veri depolama, verilere dayalı istatistik oluşturmak ve bu verileri anlamlı bir diziye getirip sonuçlar çıkarmak son derece önemlidir. Türk vergi sisteminde vergi denetim faaliyetleri içinde son yıllarda ağırlıklı olarak kullanılmaya başlanmış olan elektronik yoklama ve yaygın yoğun vergi denetim faaliyetlerinin etkinliklerini ortaya çıkmaya başlamıştır.

Bu hususu sayın Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek, Anadolu Ajansı ile yaptığı bir programda Bakanlığın ve Vergi Denetim Kurulunun (VDK) dijital dönüşüm çalışmalarına ilişkin bilgi verdi.

Yeni teknolojik sistemlerle Bakanlığı bünyesindeki dijital dönüşümü hızlandıracak ve bilişim teknolojilerinin etkin kullanımını teşvik edecek adımlar attıklarına işaret eden Şimşek, dijital dönüşüm çalışmalarının kayıt dışıyla Mücadele, vergide adalet, etkinlik ve verimlilik ilkeleri çerçevesinde mükelleflerin vergi sistemine gönüllü uyumunu gözeten düzenlemeler yapmaya devam edeceklerini bildirdi.

Denetim süreçlerinin tamamen elektronik ortama taşınmasını sağlayacaklarını “Yeni sistemle, yapay zeka entegrasyonları gibi gelişmelerle ciddi bir dijital dönüşümün” Yerli yazılım ve tüm verilerin Bakanlık sunucularında tutulması yoluyla yabancı bir firmanın bulutunda verilerin tutulması ve yurt dışı menşeli telekonferans uygulamalarının kullanılması gibi vergi mahremiyeti yönünden sorunlar yaratacak uygulamalardan kaçınılıyor.”

şeklinde sistemi anlattı.

Peki vergiye bakışı ve aldığı önlemler nelerdir?

Bundan sonra vergi mükelleflerini neler bekliyor?

Evet bu soruyu cevaplamadan sanırım vergi ve denetim kavramlarını kısaca belirtmek gerekiyor

Bildiğiniz gibi anayasamızın 73. maddesinin vergi ile ilgili hükümler şunlardır; “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır.   Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır.  …”

Kamu gelirleri arasında sayılan vergiler günümüzde gelir kaynaklarının en önemlilerindendir. Devlet vergilendirme yetkisini kullanarak kendisinden beklenen hizmet ve görevleri yerine getirirken ihtiyaç duyduğu kaynakları buradan karşılar. Fakat devletin vergi almak için gücünü ifade eden vergilendirme yetkisi, devlete sınırsız bir alan tanımaz Anayasa maddesi verginin tanımını yapmamakla birlikte verginin alınmasındaki temel ilkeleri belirlemektedir. Anayasanın 73. Maddesinden ve verginin yapılan tanımlarından anlayacağımız ortak hüküm ise verginin devlet gücü ile kanunlara dayanarak alınması, kamusal harcamalarda kullanılması ve somut bir karşılığının bulunmamasıdır. Ayrıca yapılan tanımların ortak özelliği ise verginin karşılıksız olması, devletin gücüne dayanılarak alınması, devletin yapacağı kamu hizmetlerinin finansmanının kaynağı olmasıdır.

Vergi denetimi ise, vergi kanunlarına göre mükellef olanların yaptıkları işlemlerin tam olarak anlaşılmasına ve vergi idaresi ile mükelleflerin vergi mevzuatlarında yer alan ilke ve kurallara uygun davranıp davranmadığını saptamaya yönelik idare tarafından yapılan işlemlerin tamamına denir

Vergi denetimi ile mükelleflerin vergi kanunlarına uygun davranması amaçlanmaktadır. Özü itibari ile de insanların yaptıkları işlerdeki hata veya hileyi engelleyici etkiye sahiptir. Çünkü denetleneceklerini bilen mükellefler denetim sonucunda oluşacak cezai yaptırımlardan çekindikleri için vergi kanunlarına uygun davranacaklardır. Tanımlamalardan anlaşılacağı üzere vergi denetimi mükellefler ve idarelerin vergi yasalarının oluşturduğu kapsamda davranmasını sağlayarak, vergide adaleti sağlamak için potansiyel vergi alanlarının tamamının vergilendirilmesi ve uygulamada oluşan sorunların giderilmesine yönelik önerilerde bulunan bir işleve sahiptir

Vergi mükelleflerinin vergi inceleme sonuçlarında gördüğümüz, kayıt dışının yüksek oluşu, Maliye Bakanlığı’nı vergi kayıp ve kaçaklarını önleme yolunda yöntemler geliştirmesini zorunlu kılmıştır. İşte bu yöntemlerden biri de risk analizidir. Son dönemlerde vergi incelemesine giren vergi mükelleflerine gelen vergi inceleme yazılarında, “Risk Analizi” tanımlamasını görmekteyiz.

Vergi Denetimlerinde Risk Analiz Sistemi ne demektir?

Gelir İdaresi Başkanlığının, Gelişen teknolojinin imkânlarını da iyi kullanarak, sistem üzerinden mükelleflerin denetlenmesine yönelik uygulamaları genişletmiştir. Vergi Müfettişleri denetimlerini, sadece risk analiz sistemi verilerine göre yapmamaktadır. Denetim yapılacak mükelleflerin yüzde 90’ının risk analiz sisteminin çıktılarına göre belirlerken

  • İhbar ve şikâyetler dikkate alınarak,
  • Çapraz kontroller,
  • Yapılmakta olan teftiş, soruşturma, inceleme ve denetimler sırasında ortaya çıkan vergi inceleme talepleri,
  • Maliye Bakanlığı ile bilgi alışverişi protokolü imzalayan kamu kurum ve kuruluşlarına intikal eden vergisel konular içeren hususlar da dikkate alınarak incelemeler yapılmaktadır.

Risk analizi ile ilgili daha kapsamlı bir makaleme aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:

https://www.nevzaterdag.com/ey-girisimci-vergi-mufettisi-risk-analizinden-dolayi-sirketini-inceleyebilir/

Risk analiz modeli mükellefleri; Sektör, Bölge, Büyüklük Kriterlerini esas alarak gruplandırmakta ve ilgili analiz dönemi için sahip oldukları risklere göre puanlamaktadır. Yüksek risk puanına sahip mükellefler riskli mükellef olarak kabul edilerek incelemeye sevk edilebilmektedir.

Gelir İdaresince Mükellefler risk analizine tabi tutulurken kullanılan bazı veriler ve bu verilerden hareketle analiz edilen bazı kriterler;

  • Bilançodaki kasa hesabında yüksek tutarda nakit bulunması,
  • İşletmenin sürekli zarar beyan etmesi,
  • Bilançolarında yer alan kasa ve banka hesaplarında nakit bulunduğu halde yüksek tutarlı banka kredisi kullanımı,
  • Bilançodaki banka hesapları ile fiili banka hesapları arasında fark bulunması,
  • Şirket ortağına yüksek tutarlı borç para verilmesi,
  • Şirketin bilançosunda banka kredisi ve ortaklardan alacaklar hesabının bulunması,
  • Şirket ortağına sermayenin üç katından fazla borçlanılması,
  • POS satışlarının sektör ortalamasının altında ya da üstünde olması,
  • Karlılık oranının sektörel ortalamaya göre sapma göstermesi,
  • Gelir tablosunda yer alan toplam satışlara oranla karın düşük olması,
  • Karlılık oranının diğer yıllara göre sapma göstermesi,
  • Nakit satışlarının sektör ortalamasının altında ya da üstünde olması,
  • Finansman giderlerinin yüksek olması; İşletmelerin kasa ve banka hesaplarında yeterli bakiye bulunmasına rağmen yüksek tutarlı kredi kullanımı nedeniyle oluşan finansman giderleri inceleme gerekçesi açısından risk taşıyabilir.
  • Net Satışlarına oranla yüksek tutarlı pazarlama, satış ve dağıtım gideri, genel yönetim gideri, karşılık gideri, kambiyo zararı, finansman gideri, olması,
  • Banka hesap hareketleri ve çek hareketleri ile mal satışı ya da alışı yapılan mükellefler arasında uyumsuzluk olması,
  • Alınan Çekler hesabındaki tutarlar ile toplam satış tutarlarının karşılaştırılması sonucu çekler hesabının satışlar hesabından yüksek olması,
  • Başka bir mükellef incelemesi yapılırken söz konusu mükelleften mal ya da hizmet alışı ya da satışı yapılması inceleme gerekçesi olabilmekte,
  • Elektronik formlar arasında tutarsızlıklar bulunması,
  • Bilanço kalemleriyle ilgili yatay ya da dikey rasyo analizlerindeki sapmalar, uyumsuzluklar,
  • Devreden KDV’lerin yüksek olması ve süreklilik göstermesi,
  • 2 nolu KDV Beyannamesine konu hizmetlerin stopaj durumu,
  • Sahte fatura kullanma ya da düzenleme yönünden riskli mükellefler,
  • Teslim ve hizmet bedelini kredi kartı ile tahsil eden mükelleflerin kredi kartı işlem banka bilgileri ve KDV beyanname bilgileri analizine göre riskli olarak değerlendirilmesi,
  • SGK’lı çalışan sayısı ile sektöre göre gelirin uyumsuz olması
  • Yüksek elektrik, su faturasının yüksek olmasına rağmen gelirin olmaması
  • Bankalarda döviz olmasına rağmen banka hesapları faiz gelirleri ve kur farklarının uyumsuz olması
  • Satışları belirli tutarın üstünde olan mükelleflerin karlılık vb. gibi rasyolarının sektöre göre ciddi sapmaların olması
  • Şirket ortakları ve şahıs mükelleflerin harcamaları ile kazançlarının ilişkisiz olması
  • Satışları ile banka, kasa çek hesaplarının uyumsuz olması bu durumda sahte fatura veya kar dağıtımı yapmış olması
  • Tüm bunlar dışında tüm hesap kodlarına mantıklı anlamlar yüklenerek online incelemeler yapabilmektedir

Maliye Bakanlığı, Risk Analiz Sistemini sürekli olarak geliştirip, risk kriterlerini yenileyerek yeni kriterler belirlemektedir. Bu durumda, farklı risk alanlarının belirlenmesi ile farklı inceleme gerekçelerinin de ortaya çıkması kaçınılmazdır.

Ülkemizde her zaman vergi veren mükellefin güçlü olması, işini büyütmesi ve kar etmesi, Devletin arzuladığı bir gerçektir. Çünkü, sanayici, ticaret erbabı kar ediyorsa, bu Ülkemiz için daha fazla istihdam, daha fazla yatırım demektir.

İşini iyi, doğru yapan, sorumluluklarını tam anlamıyla yerine getiren, kayıt dışından uzak duran, muhasebesini doğru yürüten hiçbir mükellefin denetimden korkmaması gerekir.

Sonuç olarak, vergi idaresinde yapılan tüm çalışmaların kayıt dışı ile mücadeleyi destekleyen, mükellef- idare ilişkisini kolaylaştıran ve vergi idaresini sorun değil, çözüm merkezi yapma çalışmaları olduğunu görmekteyiz. Yine görüyoruz ki, artık eski vergi idaresi yok, teknolojiyi, bilgiyi kullanan, iletişim ağı genişlemiş kontrol mekanizmaları sıkılaştırılmış yeni bir vergi idaresi, Türkiye’nin en hızlı değişen ve gelişen kurumu olmuştur. Bu değişim, ticaret yapan firmalarımız ve onların yönetici ve patronlarınca da görülmelidir.

Şirketlerin kayıt dışından uzaklaşarak, ödemelerini bankalardan yapması, Mali Müşavirlerini artık bir muhasebeci gibi değil, bir danışman gibi görmesi gerekmektedir. Mali Müşavirlerimiz de şirketlerinde risk analiz rasyolarını dikkatle inceleyip, gerekli önlemleri almalılar. Ancak, şirket yönetici ve patronları bununla da kalmayıp, aralıklarla firmalarını her an denetime girecekmiş gibi üçüncü bir göze de inceleterek, eksik ve hatalarını tamamlamalıdırlar.

Hakkında nevzaterdag

Check Also

Doktor, Veteriner ve Diş Hekimlerine POS Cihazı Zorunluluğu

01 Temmuz 2024 Tarihinden itibaren EFT-POS Cihazı Uygulaması ile ilgili Değişiklikler. 3100 Saylı KDV Kanunu …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir