
Tasfiye, bir sermaye şirketinin faaliyetlerini sonlandırarak malvarlığını nakde çevirmesi, borçlarını ödemesi ve kalan tutarı ortaklara dağıtması sürecidir. TTK m.533 tasfiyeyi şöyle tanımlar: “Bir şirketin sona ermesi hâlinde tasfiye işlemleri yapılır. Tasfiye, şirketin bütün malvarlığının paraya çevrilmesi, borçların ödenmesi ve kalan tutarın pay sahiplerine dağıtılması işlemlerinden ibarettir.” Bu hükme göre tasfiye; sadece defter kapatma değil, aynı zamanda şeffaflık ve hesap verilebilirlik sürecidir. Kurumlar Vergisi Kanunu (KVK) m.17 ise vergi yönünden ayrı bir dönem tanımlar: “Her ne sebeple olursa olsun tasfiye haline giren kurumların vergilendirilmesinde, hesap dönemi yerine tasfiye dönemi geçerlidir.” Yani tasfiyeye giren bir firma için klasik hesap dönemi biter, tasfiye dönemi başlar. Bu dönem, kararın ticaret siciline tescil edildiği tarihte başlar ve tasfiye sona erdiğinde biter.
Türk Ticaret Kanunu’na (TTK) göre bu, şirketin tüzel kişiliği sona ermeden önceki mali kapanış ve hesap verme dönemidir.
Tasfiye kararı tescil edildiğinde, şirketin tüm finansal işlemleri “tasfiye dönemi” çerçevesinde değerlendirilir. Tasfiye memurları, şirketin malvarlığı, borç ve alacak işlemlerinden sorumludur.
Bu dönemde:
Alacaklılara çağrı yapılır, borçlar ödenir ve kalan tutar ortaklara dağıtılır. Son adımda şirket, ticaret sicilinden silinir.
Tasfiye hâline giren firmalar e-Defter yükümlülüklerine devam eder. Her iki defterin berat dosyaları GİB sistemine ayrı ayrı yüklenir.
Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) açıklamasına göre, tasfiyeye girilen aya ait defterler iki ayrı dönem hâlinde hazırlanmalıdır:
Tasfiye kararının tescil tarihine kadar olan belgeleri kapsar.
Eski unvan ve mali mühürle oluşturulur.
Tasfiye başlangıç tarihinden itibaren düzenlenen belgeleri içerir.
“Tasfiye Halinde …” unvanı ve yeni mali mühürle hazırlanır.
7 Ekim 2025’ten itibaren “sicil entegrasyonu” sayesinde, sistem tasfiye statüsünü otomatik olarak tanır; manuel dilekçe gerekliliği kaldırılmıştır.
Tasfiye hâline giren şirketler e-Fatura sisteminden çıkamaz. Bu kapsamda: Elektronik sistemlerden çıkış yapılması veya belge düzenlemesinin durdurulması mevzuata aykırıdır.
Tüzel kişilik tasfiye bitene kadar devam ettiğinden, e-Belge yükümlülükleri de sürer.
Tasfiye kararı alındığında yapılacak işlemler: Örneğin: Tasfiye kararı 7 Temmuz 2025’te tescil edildiyse,
Tasfiye sonrası dönemde şirket işlemlerine tasfiye memurları nezaret eder. Ancak, e-Defter ve e-Fatura verilerinin 10 yıl süreyle saklanması zorunludur.
Bu dönemde:
(TTK m.82; VUK m.253)
Tasfiye sürecinde dikkat edilmesi gereken üç ana unsur vardır: Bu yaklaşım, sadece yasal zorunluluk değil; aynı zamanda kurumsal dürüstlük ve mesleki etik açısından da bir gerekliliktir.
Tasfiye, şirketin faaliyetini kapatma süreci olduğu kadar, dijital sorumluluk dönemidir. Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 17. maddesi ve TTK’nın 533 ve devamı hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; tasfiye, hem mali hem dijital bir temizlik sürecidir. Bu nedenle, tasfiye sürecindeki her elektronik belge, kurumun geçmişine ait bir kapanış notu; her e-Defter kaydı ise şeffaflığın bir belgesi niteliğindedir.
e-Defter, e-Fatura ve diğer e-Belge sistemleri tasfiye süresince aktif kalır; “öncesi” ve “sonrası” ayrımı yasal zorunluluktur.
Dr. Nevzat Erdağ Vergi, Sosyal Güvenlik ve İş Hukuku Uzmanı




