Naylon Fatura (Sahte Belge) Kullanımında Üç Kat Ceza ve “Bilmiyordum” Savunması
Vergi Usul Kanunu (VUK) m.359’a göre, gerçek bir mal veya hizmet olmadan düzenlenen ya da içeriği itibarıyla yanıltıcı olan faturalar sahte belgedir. Bu belgeleri: Hem idari para cezaları hem de hapis cezası yönünden sorumludur.
VUK m.344/3 gereğince, sahte belge kullanımında vergi ziyaı cezası normalin üç katı kesilir. Ayrıca gecikme faizi ve usulsüzlük cezası gibi ek yaptırımlar da uygulanır. Örneğin 100.000 TL vergi kaybı doğuran sahte belge tespit edilirse, 300.000 TL vergi ziyaı cezası kesilir ve asıl vergi de ayrıca tahsil edilir.
Geçmişte bazı yargı kararlarında, faturayı iyi niyetle aldığını ve sahte olduğunu bilmediğini ispat eden mükellefler lehine değerlendirmeler olmuştur. Ancak Danıştay ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında: “Bilmiyordum” savunması tek başına yeterli görülmez. Mükellefin ticari hayatta makul özen yükümlülüğü vardır: Malı/hizmeti aldığı kişi veya şirketin adresini, faaliyetini, ticaret sicilini, ödeme ve sevk belgelerini kontrol etmesi gerekir. Eğer sahte belge düzenleyen kişi ortada yoksa, mal teslimi ve ödemeler ispatlanamıyorsa “bilmiyordum” savunması kabul edilmez. Dolayısıyla “bilmiyordum” artık neredeyse geçerliliğini yitirmiştir; kalktı denebilir. Uygulamada bu savunma çok sınırlı kabul ediliyor.
VUK m.359 uyarınca sahte belge kullananlar için 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası öngörülür. “Bilmiyordum” savunması hapis cezasında da nadiren dikkate alınır; çoğu durumda mahkemeler mükelleften makul araştırma yükümlülüğünü yerine getirmesini bekler.
VUK m.371 kapsamındaki pişmanlık hükümleri, belgeler vergi dairesi incelemesine geçmeden ve suç ortaya çıkmadan önce kendiliğinden bildirim yapıldığında uygulanabilir. Bu durumda hapis cezası uygulanmaz; vergi ve cezaların ödenmesiyle idari süreç tamamlanabilir. Ancak olay tespit edildikten sonra “bilmiyordum” savunmasıyla ceza kalkmaz; yalnızca indirim ve uzlaşma yolları denenebilir.
Danıştay 4. Daire, E.2017/xxx, K.2019/xxx sayılı kararda: “Mükellef, ticari ilişkilerinde özen yükümlülüğünü yerine getirmediği sürece sahte belgeyi bilmeden kullandığını ileri sürerek sorumluluktan kurtulamaz.” Benzer kararlar Yargıtay ceza dairelerinde de vardır; bilmeden kullanım ancak tüm sevk, fatura, ödeme zinciri eksiksiz ve gerçekse kabul edilmiştir.
Fakat burada gelir idaresinin atladığını düşündüğüm bir husus var ki bunun önemli olduğunu düşünüyorum. Mükellef gerçekten sürekli iş yaptığı fiili mal veya hizmet aldığı birinden fatura aldığında eğer bu firma naylon fatura düzenleyicisi işlemi görmüşse bunu nasıl tespit edecek? bunu mali müşaviri de mükellefte bilemez bu durumda mükellefe üç katı ceza caydırıcı değil cezalandırıcı olacaktır. Mükellef cezadan kaçınmak adına iş yapmayıp küçülmeye başlayacaktır, bu da ülkede ticarete ciddi bir hasar verecektir. Hele bir de burada kalkıp mali müşavire müteselsil sorumluluk diye ceza kesilirse beş yıl sonra devletle mükellef arasında köprü olan mali müşavirlik ofisi kalmayacak duruma gelinebilir. Kayıt dışı ile mücadele ülkemiz için önemli bunu bu ülkeyi seven herkes bilir ve bu konuda destek olur. Ama bu mücadelede mali müşavirlerle birlikte hareket etmek onlara gereken değer ve önemi vermek gerektiğini gelir idaresi de artık fark etmeli.