Ana Sayfa / Makaleler / Türk Spor Kulüplerinin Mali Sorunlarına Farklı Bir Bakış

Türk Spor Kulüplerinin Mali Sorunlarına Farklı Bir Bakış

res110-300x200 Sporyorum dergisine verilen röportajdan

Sporyorum: Nevzat bey Ülkemizde spor’un yeri ve önemi deyince ne anlıyoruz?

Nevzat ERDAĞ: Ülkenin sağlıklı yaşam bilinci içinde yaşaması, gençlerin küçük yaşlarda sporla bütünleşerek kötü alışkanlıklardan uzak durması, kendi özel yeteneklerini keşfedip uygulama, profesyonelliğe taşıma imkanı bulabilmesi, sporu kitlelere yayarak uluslar arası standartlara çıkararak ülke ekonomisine reklam, turizm vb gelirleri elde etme açısından spor çok önemli bir yere sahiptir. Bu pozitifliği sağlamak için sorunlara köklü çözüm önerileri bulunarak uygulama alanları yaratılmalıdır.

Uluslararası arenada ülkemizin bilinirliğini artıran, sesini duyuran, iyi bir turizm ve reklam kaynağı sağlayan en önemli olgulardan biridir spor. Ülkemizde sporun yapılanması yıllar içinde değişim süreçlerine sahne olmuş kağıt üzerinde sorunlar belirlenmiş çözüm önerileri getirilmiş fakat çıkarılan yasalar uygulama alanında başarılı olunamamıştır.

Sporyorum:Spor deyince toplumun genel algısı futbol bunun sebebi nedir?

Nevzat ERDAĞ: Çok eski yıllarda Futbol, halkın her kesiminden insanın yapabileceği, seyredebileceği bir spor olarak ilgi duyulup, daha çok sevilen bir spor dalı olsa da, yıllar geçtikçe dünyada daha çok reklamı yapılan ve desteklenen, hatta son yıllarda tüm dünyada çok büyük bir sanayi haline geldi. Dünya futbolunda bugün dönen para belki de birçok sanayi dalında görülmesi imkansız rakamlarda. Artık görünen o ki futbol spordan çok, içinde çok büyük maddi kazançlar olan, çok büyük hatta dev bir sanayi. Dünyada yapılmakta olan hangi spor dalı futbol kadar destekleniyor? Hangi spor dalında böylesine taraftar kitlesi oluşturulmuş? Hangi spor dalına yazılı ve görsel medya bu kadar yer verip destekliyor? Tekrar hatırlatmak isterim, dünyada hiçbir spor dalında bu kadar büyük para dönmüyor, yalnız para değil daha birçok faktör futbolu dünyanın en popüler sporu yapmıştır. Spor deyince Türkiye’de ilk önce akla futbol geliyor ama sadece Türkiye’de değil dünyanın her yerinde böyle. Çünkü 3,5 milyar insan futbolun peşinden koşuyor O nedenle futbol çok önemli bugün Futbol artık sadece bir spor olmaktan da çıktı, endüstriyel bir iş koluna döndü.

Sporyorum: Siz bir ekonomist ve vergi uzmanı olarak futbolun parasal boyutunu nasıl açıklarsınız?

Nevzat ERDAĞ: Futbol konusunda yapılan araştırmalara baktığımızda bugün futbol yeryüzünde yaklaşık 225 milyar dolar civarında bir gelir yaratıyor. Bunun çok önemli bir kısmı, yaklaşık üçte 2’lik kısmı Avrupa’da üretiliyor. Türkiye’de bu yaratılan pasta içerisinde yaklaşık yüzde 4 civarında, yaklaşık 820–850 milyon dolar civarında bir gelir yaratıyor

2000 yılından 2010 yılına kadar geçen on yıllık süre içerisinde Türk futbol pastasının büyüklüğü yüzde 300’e yakın bir artış kaydetmiş ki özellikle geçen senenin başlarında yapılan naklen yayın ihalesi, Türk futbolunun Avrupa’da özellikle hemen beş büyük ligin arkasından çok önemli bir gelir yaratan lig konumuna taşımıştır. Bu anlamda baktığımız zaman, Türk futbolunun yeterli parası var Türk futbolunun ekonomik ve sosyal büyümesine baktığımız zaman, enteresan bir çelişki ile karşılaşıyoruz. Futbolda gelirler artıyor ama karlılık artmıyor Yani Futbolda gelirler ne kadar çok artarsa giderler de ve verimsizlik de buna bağlı olarak artmaya başlıyor.

Sporyorum: Bu kadar parasal bir gelir yaratılıyor ama neden kâr elde edilemiyor?

Nevzat ERDAĞ:Spor ekonomisi konusunda araştırmaları, kitapları ve çalışmaları ile tanınan spor ekonomisti sayın Tuğrul AKŞAR’ın spor kulüplerinin sorunları ile sporda şiddet sorununun araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan meclis araştırması Komisyonu’na sunduğu 8 Mart 2011 tarihli  “spor kulüplerinin mali ve yönetişim sorunları ve bunlara ilişkin çözüm önerileri” hakkında rapor unda 4 büyük futbol kulübümüzün mali tablolarını konsolide ederek bir değerlendirme yapmış bu değerlendirmeyi incelediğimde şunu gördüm;

Son on yılda futbol gelirlerinin %300 arttığını yukarıda yazmıştım fakat yine son on yıl içinde Ülkemizde de spor kulüpleri yoğun bir kredi kullanımına yönelmişler. 2000 yılında Süper Lig kulüpleri toplam 127 milyon TL’lik kredi kullanımı gerçekleştirirlerken, bu tutar 2009 yılında 448 milyon TL’ne yükselmiştir. Kredi kullanımında ise özellikle dört büyük kulübün kullandıkları kredilerin toplamları sektörde önemli bir yüzdeye sahiptir. Nitekim 2009 finansal verileri itibariyle düzenlenen genel konsolide mali tablolardan oluşturulan dört büyük kulübün kısa vadeli yabancı kaynakları toplamı 677,5 milyon TL’na, Orta ve uzun vadeli yabancı kaynakları toplamları da 418,3 milyon TL’na ulaşmıştır. Burada bir başka önemli konu da dört büyük kulübün futbol şubelerinin yarattığı toplam 622 milyon TL’lık gelirin yüzde 67’si Futbolcuların Ücret, maaş ve bonservis ücretlerine giderken, kalan %33’lük kısmının futbol şubesi dışındaki giderlere harcanmasıdır. Yine dört büyük kulübün toplam gelirleri giderlerini %121 civarında aşmaktadır. Dört büyük kulübün toplam gelirlerinin, giderleri karşılamakta yetersiz kalması kulüpleri net olarak 900.524.097 TL borçlanmaya sevk etmiştir.

Sporyorum: Bu bahsettiğiniz analizlerde ne tür problemler görüyorsunuz?

Nevzat ERDAĞ: Yukarıda açıklanan futbol kulüplerimizin birleştirilmiş mali tablolarının analizi sonucunda karşımıza dört önemli problem çıktığını görüyoruz.

1) Futbol kulüplerimiz işletme sermayesi açığı veriyor.

2) Futbol kulüplerimiz öz kaynak açığı veriyor.

3) Futbol kulüplerimiz likidite açığı veriyor.

Yani kulüpler mevcut değerleri ile kısa vadeli borçlarını karşılayabilecek, faaliyetlerini  karşılayabilecek durumda değiller.

4)Yanlış transfer politikalarının kaçınılmaz sonucu finansal tablolara olumsuz yansıyor, çok ciddi finansal zararlara yol açıyor.

Yine mali tabloların analizine dönecek olursak 600 küsur milyonluk bir gelir yaratılıyor, bunun 400 milyonluk kısmı futbola harcanıyor, geri kalan 200 milyonluk kısmı soru işareti.  Futbol kulüplerinin verimsiz kaynak kullanımı, banka kredileri, hatalı transfer politikaları, bütün bunları üzerine eklediğimiz zaman bunlar hep birer maliyet olarak karşımıza çıkıyor.

Şu ana kadar yazdıklarımdan kara bir tablo çizildiği düşünülebilir fakat amacım kötülemek veya kara mizah sergilemek değil daha iyiyi nasıl yapabiliriz düşüncesinde kendimce katkı sağlayabilmektir.

Sporyorum: Tüm bunlardan sonra sanırım şu soruyu sormak gerekiyor Türk futbolu sizce nereye gidiyor nereye gidecek?

Nevzat ERDAĞ: Değişim olumlu olduğu sürece her zaman fayda sağlar futbolumuzda önümüzdeki süreç içerisinde değişmek zorunda zaten bunu sağlayacak zorlayıcı bir etkende var şöyle ki;2009 yılında UEFA Finansal Fair Play Yönetmeliği adı altında çok önemli bir uygulamayı yönetim kurulundan geçirtti ve Finansal Fair Play Yönetmeliği ile futbol takımları için finansal kriterler koydu.

Finansal Fair Play, 2014-2015 yılına kadar da bütün Avrupa futbol kulüplerinin uymak zorunda olduğu, buna bağlı olarak lisans alabilecekleri ve en önemli kriterlerin yer aldığı bir uygulama.

Konu bizim futbol takımlarımızı da ilgilendirdiğinden, bu kriterler nedir ne değildir diye kısa bir özet yapayım isterseniz Düzenleme kulüpler için 2012 yılına kadar bir geçiş dönemi öngörüyor. 2012 yıl sonu finansal raporları esas alınarak 2013 – 2014 sezonunda tam olarak devreye girecek.

Bu uygulamaya göre;

  1. Futbol takımının giderleri gelirlerini aşamayacak

Daha detaylı söylemek gerekirse, son üç yıllık toplam gider, son 3 yıllık toplam geliri en fazla 5 milyon Euro aşabilecek (2015’e kadar 45 milyon euro ya kadar izin var, 2018’e kadar 30 milyon, 2018’den sonra maksimum zarar 5 milyon olabilecek)

  1. Gelirler hesaplanırken stat gelirleri, yayın hakları, sponsorluk gelirleri, futbolcu satışı gelirleri hesaba katılacak, parasal olmayan gelirler ve futbol dışı gelirler sayılmayacak
  2. Hiçbir futbolcuya, Kulübe ya da yasal otoriteye vadesi geçmiş borç bulunmayacak
  3. Halen mali genel kurullarda onaylanan bir sonraki dönem bütçesi UEFA’nın da onayına sunulacak
  4. Öz sermayenin negatife düşmesine izin verilmeyecek
  5. Futbolcu maaş, ücret ve primleri, toplam gelirin %70’ini geçemeyecek
  6. Toplam borç, toplam gelirin %100’ünü geçemeyecek (Türk futbolunda Şu anda 100 liralık gelir yaratılırken yaklaşık 121 lira gider yapıldığını görüyoruz)
  7. Her takımın bir finans direktörü olacak, bu kişi sertifikalı mali denetçi olacak
  8. Bütçesi 5 milyon Euro’ nun altında olan kulüpler finansal kriterlerden muaf tutulacak

Tüm bunlar aslında bize Türk futbolu nereye gideceğin cevabını da veriyor kurumsallaşıp, profesyonel muhasebeci, finans uzmanı, vergi uzmanları ile kulüplerimizin çalışma zorunluluğunu getirecek.

Avrupa’da bütün kulüplerle ilişkili çok önemli verileri temin etmek herkes tarafından mümkün iken, ülkemizde ne yazık ki çok mümkün değil

Sporyorum: Avrupada futbol ile ilgili verilere çok kolay ulaşıldığını Türkiye de ise bunun çok zor olduğunu söylediniz bunun sebebi nedir ?

Nevzat ERDAĞ: Bunun nedeni ; kayıt dışılığın çok fazla olması, özellikle spor kulüplerinde bu tür verilerin çok düzenli bir şekilde tutunamayışı ve kulüplerin Şeffaf olmayışı “Şeffaflıktan kasıt aslında mali şeffaflıktır” yani her şeyi başkanın bildiği, başkanın dışında kimsenin hesapları takip ve kontrol edemediği bir sistemde ne kurumsal yönetimden ne de sportif ve mali anlamda rekabetten bahsedilebilir.  Büyük kulüplerin bile sayısal veya finansal verilerine çok rahat ulaşılamadığı ülkemizde kulüplerimize yönelik mali analizlerin yapılması da gayet zor olmaktadır.

Aslında futbol pastası büyüyor ama futbol pastasının en önemli gider kaynaklarından birini futbolcu maaş ve ücretlerindeki artışlar ve bonservis bedellerindeki artışlar ve bütün bunlara bağlı yapılan harcamalar ve giderler gösteriyor. Ücretlerdeki büyüme futbolun parasal büyüklüğünden çok daha hızlı büyüyor. Tabi finansal ve yönetimsel açıdan kontrol edilemeyen kulüpler büyümeye rağmen sıkıntı yaşıyor.

Sporyorum: Bir finans ve vergi uzmanı olarak baktığınızda sizin açınızdan Türk futbolunun  ana sorunları nedir?”

Nevzat ERDAĞ: Türk futbolunun  ana sorunlarıdediğimiz zaman, çok genel olarak karşımıza.

  1. Transfer politikalarındaki yanlışlıklar,
  2. Kulüp tesislerindeki altyapıya verilmeyen önem,
  3. Kulüplerin çığ gibi artan borçları,
  4. Stadyumları mızın katma değer yaratım bakımından Avrupa’yla kıyaslanmayacak ölçüde geride oluşu,
  5. Kurumsal yönetimde sıkıntılar,
  6. Yanlış şirketleşme ve halka arzlardır.

Bugün hiçbir kulübümüz kurumsal yönetimi doğru anlamıyla uygulayan bir yapıda değildir. Başkanlık sistemi son derece güçlü ve Türkiye’de futbol hâlâ çok önemli bir nüfuz oluşturma aracı bir arkadaşım bu futbol kulüp başkanları hepsi saygın iş adamları acaba bunlar kendi şirketlerini böyle yönetirler miydi? Diye sormuştu evet gerçekten çok haklı biraz önce saydığımız sebeplerden dolayı kulüp başkanlıklarının pozisyonlarını güç kullanma merkezi olarak görmeleri devam ettiği sürece bu sorunlar düzelmeyecek ne zaman düzelecek? emaneti ehline teslim edip yukarıda yazdığım gibi muhasebe, finans, vergi, kurumsal yönetim konularında profesyonel destekler ile kulüplerimiz yeniden yapılanmadığı zaman bu sorunlar konuşulmuyor olacak fakat mevcut sistemler devam ettiği sürece bu sorunlar  kartopu gibi artarak devam edecek.

Sporyorum: Futbolda başarı sadece sahada mı gerçekleşir finans, vergi, kurumsal yönetimin başarıya etkisi nedir ?

Nevzat ERDAĞ: Futbol önce bir sportif performans ortaya koyuyor sportif faaliyet ardından parasal gelire dönüşüyor. Buna mali başarı denir. Mali başarı ve sportif performans takımın yani kulübün marka değerini yükseltir. Finansal başarıda doğru yönetimin etkisi sportif başarıdan daha fazladır. Yani sportif başarınız olsa da olmasa da eğer gerçekten doğru ve yerinde bir yönetim varsa, finansal başarınız sportif başarı olmasa dahi devam edebiliyor.

Buna en güzel örneği Deloitte’un yapmış olduğu Futbol Finansmanı Araştırmasından verecek olursak, son on yıldır Avrupa’da kupa kaldıramayan Real Madrid En Zengin 20 Liginde yıllık 438 milyon Euro’luk geliriyle Avrupa’nın ve dünyanın en zengin kulübü olmasını örnek gösterebiliriz. Real Madrid, on yıldır şampiyonlar liginde kupa kazanamıyor, hatta çeyrek finalden yukarı çıkamazken hâlâ Avrupa’nın ve dünyanın en zengin kulübü. Bu örnek aslında buraya kadar yazdıklarımızı da destekleyen önemli bir göstergedir.  Profesyonellerce kurumsal yönetilen bir takımın finansal başarı sağladığını görüyoruz özet olarak denebilir ki finansal başarı, doğrudan profesyonel yönetimle mümkündür.

Sporyorum: Bildiğimiz kadarı ile siz finans ve vergi uzmanlığınızın dışında bir yönetim danışmanısınız da Yönetim danışmanı kimliğinizle baktığınız da Türk  futbolunun  Yönetimsel sorunları nelerdir?

Nevzat ERDAĞ: Futbol bugün artık sadece bir sportif organizasyon, futbol kulüpleri sadece bir sportif örgütler değil, bugün futbol kulüpleri artık her biri devasa gelirler yaratan çok önemli ekonomik örgütler hâline gelmiştir. O yüzden, futbol kulüplerini mevcut klasik yöntemlerle yönetmemiz, idare etme şansımız kalmadı. Kurumsal yönetimin futbol kulüplerinde egemen örgüt modeli hâline getirilmesi bugün bizim olmazsa olmazlarımızdan.

Tabii, Hatalı transferler futbol kulüplerinin öz kaynaklarını eritiyor. Bir gazetemizde bir futbol kulübü ile ilgili araştırma vardı, bir  kulübümüz son on yıl içerisinde 68 tane futbolcu transferi yapmış ve bunlar karşılığında da yaklaşık 80-90 milyon euro civarında transfer harcaması yapmış, Yani her sene bir takım transferi yapılmış ve arkasından verimli olmayan transferler sonucunda bugün o kulübümüzün öz kaynaklarına baktığımız zaman mevcut zararını bile karşılayamayacak durumda olduğunu yazıyordu. Aslında bu dikkat edilmesi gereken bir nokta transferlerdeki hatalı ve yanlış politikalar, sonuçta kulüplerimizin öz kaynaklarını eritiyor. öz kaynak eriyince “mali yapı zayıfladığı için gerekli fonlar ayrılamıyor sonuçta gerekli transfer yapılamıyor,  Avrupalı devlerle rekabet edebilme şansını kaybediyor.

Yine şöyle bir şey var: Futbol faaliyetlerinden sürekli zarar eden kulüplerimiz mali tablolarına baktığımız zaman, konsolide giderler konsolide gelirlerle kıyaslandığı zaman her zaman gelirlerin üzerinde.

Sporyorum: Peki, ne yapmalı da kulüplerin mali tabloları düzeltmeli?

Nevzat ERDAĞ: Evet bu bence çok güzel bir soru bu sorunun cevabını şöyle maddeler halinde açıklayabiliriz.

  1. Parasal gelirleri çeşitlendirilmeli, Naklen yayın gelirleri dışında başka gelir kaynakları yaratılmalı
  2. Maliyet yönetimini esas alan bir yönetim anlayışı geliştirilmeli,
  3. Borçlanmanın kontrol altına alınmasını sağlayacak yeni bir yapının mutlaka kurulması gerekir,
  4. Futbol kulübü başkanının kulüp adına bir borçlanma içerisine gitmesinin önünü kesilmeli,
  5. Ehliyetli, yeterli profesyonellere yetki verilmesi sağlanmalı,

Kulüpleri iktisadi, mali ve sportif anlamda yönetecek insanların seçilmiş değil, atanmış insanlardan oluşması, bu insanların gerçekten her konuda uzman, birikimli ve bağımsız insanlardan oluşmalı. Bu insanların yeterli ve yetenekli insanlar olması ancak futbol kulüplerinin gerçekten başkan sultasından kurtaracak, onlara gerçek anlamda sportif performans olarak ileriye taşıyabilecek bir yapı olarak gözüküyor.

  1. Kulüpler kurumsal yönetime mutlaka yönlendirilmeli.

Futbol kulüplerimizde kurumsal yönetimin egemen örgüt modeli hâline getirilmeli kulüpler hesap verilebilir, denetlenebilir, paydaşlarının haklarını korur, eşitlik ilkesini uygular olmalı. Yani, gerçekten profesyonellerin yönettiği, denetlediği, yönlendirdiği ve koordine ettiği kulüp yapılanması olmadığı zaman başkanların ve çok güçlü iktidarların hâkimiyeti bitmeyeceği gibi daha önce bahsettiğimiz borç batağında futbol kulüplerimizde hiçbir zaman düzelmeyecek. Gerçi yukarıda anlattığım UEFA lisanslama sistemi kurumsal yönetimi bir şekilde zorunlu hâle getiriyor ama bunlar 2014–2015 sezonuna kadar yapılması gereken şeyler.

  1. Futbol Federasyonunun ve genel kurulun mevcut yapılanması futbol kulüplerinin objektif amaçlara göre yönetilmesini sağlar hale getirilmeli,.

Futbol kulüplerinin borçlanmalarını, onların her türlü finansal sözleşmelerini ve buna benzer bütün yapılanmalarını kontrol altına alacak, bankacılık sektöründe olduğu gibi düzenleyici bir kurumun varlığını zorunlu kılıyor. Bu sektör giderek büyüyorsa, bu sektörün problemleri varsa ve bu sektör ciddi para da yaratıyorsa bunların harcaması sadece futbol kulüplerinin ve şu anki bana göre çok başarılı olmayan yapısıyla Futbol Federasyonunun denetimine, yönlendirme, takip ve kontrolüne bırakılmamalı Mutlaka bakanlık taraf olmalı

Sporyorum: Son olarak söylemek istediğiniz başka bir şey var mı?

Nevzat ERDAĞ: Bazı hususlarına değindiğimiz futbolumuzda Hatalı transfer politikaları, yanlış yönetsel ve mali politikalarla birleşince ortaya bir felaket tablosu çıkıyor. Bu yanlış politik süreçte, kulüplerimizin futbol gelirlerini ve kaynaklarını verimli ve karlı kullanamadıklarını; bu nedenle mali yapılarında transferin kendi ekonomilerine sağlayacağı katkının ve rekabet güçlerini giderek azaldığını gözlemliyoruz. Oysa Türk futbolunun sahip olduğu yetenek havuzu ve mevcut potansiyeli dikkate alındığında gelecek elli yılın futboluna damgasını vurabilecek yetenekte ve nitelikte bir özelliğe sahip. Yeter ki, bu potansiyeli harekete geçirebilelim, yetenek havuzumuzu iyi kullanalım. Bu da ancak artık profesyonellerin hâkim olduğu kurumsallaşmış futbol kulüplerimizin artması ile mümkün olacaktır.

Sporyorum: Nevzat Bey bu güzel sohbetiniz ve yoğun iş trafiğiniz arasında bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz

Nevzat ERDAĞ: Ben teşekkür ederim ve sporyoruma yayın hayatında başarılar dilerim.
336d6ad2c939791d177970c7fe3fe95862b6129bde1e0cee2daee8a026fb83fb4c8d46bbb35c5497

Hakkında nevzaterdag

Check Also

Kurumların Vergisi Oranı Yüzde Yirmibeş

Bilindiği üzere, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 32. maddesinin birinci fıkrasında (2023 yılı ve izleyen …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir