Ana Sayfa / Kanunlar / İş Kanunu / Ey Ülkem Sokaktaki Çalışan Çocuklar Bizim

Ey Ülkem Sokaktaki Çalışan Çocuklar Bizim

231Türkiye bugün genç bir nüfusa sahiptir. Yaklaşık 22,6 milyon kişi ya da nüfusun yüzde 31,1’i 18 yaşın altındadır. Türkiye’de kız ve erkek çocukların büyük bölümü, genellikle istikrarlı ailelerinde ana-babaları tarafından bakılıp büyütülüyor. Yeterince beslenip, temel sağlık hizmetlerinden yararlanmakta ve en azından ilköğretim düzeyinde eğitime tam katıla bilmektedirler.  Ülkemizde 5 yaşından küçük çocuklarda ölüm oranı düşmüş; çocuk beslenmesinde ve temel sağlık hizmetlerinden yararlanmada ilerlemeler sağlanmıştır. Çocuk yaşamının kalitesi, çocuk haklarına daha fazla duyarlılık gösterilerek daha da gelişmektedir. Ülkemizde birçok alanla alakalı değişim ve gelişimden çocuklara düşen bölüm olarak bu gelişmeleri görebiliriz.

Fakat özellikle dikkate alınması gereken hususlar çocuklara yönelik şiddet, çocukların katılım hakları, bu arada daha kapsayıcı, fon tahsisli ve daha çocuk merkezli bir eğitim sistemi dâhil olmak üzere tüm kamu hizmetlerinin sürekli olarak iyileştirilmesi ve yaygınlaştırılması yolunda neler yaptığımız veya yapabileceğimizdir.

Toplumsal cinsiyet kalıpları kız çocuklara ev içi roller ve düşük beklentiler dayatmaktadır ve bu durum kız çocukların eğitimini ve boş zaman kullanımını etkilemektedir. Kimi çocuklar özellikle kırsal kesimindeki ve ülkenin doğusundaki yoksul çocuklar bugün de başkalarının yararlandıkları eğitim, sağlık ve beslenme imkanlarından yeterince yararlanamamaktadır. Ücra ve kırsal bölgelerde ve hızla büyüyen kent mahallelerinde eğitim ve sağlık hizmetlerinde donanım ve personel yetersizlikleri görülmektedir.

Başka ülkelerde de olduğu gibi yoksulluk, kentleşme ve aşırı tüketim giderek daha fazla sayıda çocuk sokak yaşamı, emek sömürüsü, yasalarla sorun (zanlı veya mağdur olarak), şiddet ve bağımlılık gibi sorunlarla karşılaşmaktadır. Son yıllarda ayrıca çocukların cinsel sömürüsü, kızlarda erken evlilik, namus cinayetleri/intihara zorlama, uyuşturucu bağımlılığı ve kayıp çocuklar olgusu da kaygı verici boyutlara ulaşmıştır. Bu ve benzeri riskleri azaltmanın en iyi yolu, çocukları yoksulluktan kurtarmak, gerek çocukların gerekse ana-babaların eğitim ve becerilerini geliştirmek, profesyonellerin ve genel kamuoyunun çocuk hakları konusundaki bilgilerini arttırmaktır. Ayrıca, önleme ve müdahale gibi alanlarda somut politikalar geliştirilmesi gerekmektedir. Bu politikalar, gündemdeki olguya ilişkin ayrıntılı bilgiyi temel almalı, yeterince ödenek ayrılmalı ve sağlam bir yasal çerçeve ile desteklenmelidir. İstismara maruz kalan, sokakta yaşayan veya suça itilen çocuklara yönelik rehabilitasyon hizmetleri; çalışan çocuklara yönelik eğitim, destek ve diğer etkinlikler; aile danışmanlık hizmetleri ve ayni ve maddi sosyal yardımların yanı sıra sağlık sektörü, yerel idareler, Sivil Toplum Kuruluşları (STK) ve başka kuruluşlar da olumsuz deneyimleri olan çocuklara yönelik tesislerin artırılması gerekmekte, özellikle güç durumdaki çocuklar için, sağlıktan eğitime, adaletten güvenliğe kadar tüm sektörleri içine alan bir erken tanı sevk ve destek sistemi geliştirilmelidir.

Resmi verilere göre çalışan çocuk sayısı toplumsal eğilimlere, zorunlu okul çağının uzamasına ve mücadele programlarına bağlı olarak önemli bir azalma göstermiştir. Böyle olsa da resmi verilere göre 830.000 bin fakat başta kızlar olmak üzere yoğun ev işleri yapan çocuklarda sokaklarda çalışma ve mevsimlik tarım işçiliği gibi doneler konularak yapılan kayıt dışı çalışmalarına göre de en az 2.800.000 çalışan çocuğun olması bu işlerde çalışan çocuklar okullarından geri kalması sebebi ile boş zaman ve toplumsallaşma imkanları bulamayışlarından dolayı  söz konusu çocukların gelecekleri de tehlikeye düşmekte ve çocuklar kötü beslenmeden hastalıklara, kazalara, şiddet eğilimlerine, sokak yaşamına veya suça karışmaya kadar uzanan çeşitli risklerle karşılaşmaktadır. Çocuk işçiliğinin nedenleri arasında yoksulluk, sosyoekonomik ve kültürel etmenlerle birlikte yasalardaki ve denetimlerdeki boşluklar yer almaktadır.

Çocuk yoksulluğunun sonuçları: Yoksulluk, çocukları, yetişkinlere göre daha farklı biçimlerde etkilemektedir ve bu etki çoğu kez daha ağırdır. Yoksulluk, çocukların ilk dönemlerde yaşama ve dengeli beslenme, hastalık ve enfeksiyonlardan korunma şansını azaltmaktadır. Engelliler, yeterince gelişemeyenler ve kronik hastalıklara yakalananlar daha çok yoksul kız ve erkek çocuklardır. Anayasanın 41. maddesi Devlete başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere aileyi, 61. madde de korunmaya muhtaç engellileri, yaşlıları ve çocukları koruma görevi vermektedir.

Türkiye’de kamunun sosyal harcamalarının düzeyini ve bileşimini, daha özel olarak da çocuklar için yapılan harcamaları düzenli olarak izleyen resmi, akademik veya sivil toplumdan herhangi bir kuruluş olmaması , İş Kanununda çocukların hangi yaşta ve hangi işlerde çalışacağı açık olarak belirtilirken, ağır işlerde çocuk işçi çalıştıran işverenler hakkında 1.293 TL para cezası uygulayıp çalıştıran aileye 171 TL ceza vermek çocuk işçiliğini azaltmayıp artıracaktır.

Unutmamalıyız ki;

Ey Devleti temsil eden yetkililer; “köprüden geçen keçinin ayağı tahtaya takılıp kırılırsa bundan halife Ömer’in sorumluluğu vardır” diyen bir inancın sahibi iseniz bu çocuklara karşı sorumluluklarınız yaşamın en önemli işi olmalıdır,

Ey sigortasız okulda olması gerekirken yanında üç kuruşa çalıştırmayı kar sayan çocuk istismarı yapan işveren; Bu belki kanunlarda çok ağır cezalarla karşılaşmanı sağlamayacak fakat bunun manen kul hakkı olduğunu da bilmez misin?

Ve ey çocuğun üç kuruşuna muhtaç ana, baba; Onlar size emanet değimlidir? Ve bu emanetin bir gün hesabını vermeyecek misiniz ?

Çocuklarımız bizlerin geleceğidir eğer onlara sahip çıkmazsak birileri sahip çıkar ve bizde neden böyle oldu diye yakınır dururuz her duyarlı Türk vatandaşının toplumumuzda  bana göre en önemli konulardan biri olan bu konuda gücü nispetinde çaba harcaması proje üretip, destek oluşturmamız, sivil toplum kuruluşlarında rol almamız  hiçbir şey yapamıyorsak dilimizin döndüğünce topluma anlatarak en doğru şekilde çalışmamız gerekmez mi?

 

 

Hakkında nevzaterdag

Check Also

Kurumların Vergisi Oranı Yüzde Yirmibeş

Bilindiği üzere, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 32. maddesinin birinci fıkrasında (2023 yılı ve izleyen …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir